23 Mart 2009 Pazartesi

~otobüste gülen kadın

Bugün karın son anda yağması ve içimdeki nezle ve üşengeç ağır ruhun tüm kandırma ve kışkırtmalarına rağmen okuldan sonra biraz tunalıda yürümeye ve film bakmaya karar verdim.Havanın nasıl bu kadar soğuk olduğunu hala anlayamıyorum.Sanki sokakta yürürken milyonlarca kardan adam beni sıkıştırıyordu.
Aslında planım eve yürümekti ama planımı bozup otobüse binmeye karar verdim.Zaten yapmak için çok heveslendiğim planlar hep bozulur.Bu nedenle kendi oyunumu kurdum.İstemediğim şeylerin gerçekleşmesi için çok hevesleniyorum.Böylece asla korktuğum gibi beni etkilemiyorlar! Otobüse binince ayakta durulan büyük penecereli orta kısma geçtim.Otobüslerde asla oturmam.Ayakta durup müzik dinlemek ve otobüsteki biri tarafından takip edildiğimi düşünüp insanları gözetlemek beni eğlendiriyor.Eğer bi yere oturursam insanlar onları gözetlediğimi farkedip rahatsız olabilir.Oysa ben profesyonel bi ajan gibi çalışmak istiyorum.Henry Miller da insanlar hakkında hikayeler uydurmayı severmiş.Sanırım onu anlayabiliyorum.
Bugün şansım yaver gitmedi.Otobüste izlemeye ve hikaye uydurmaya değicek kimse yoktu.Hem zaten komik çantamı gören ayaktaki herkes oturmaya karar verdi.Geniş camlı yerde tek başıma kaldım.Açıkçası dışarda kar yağıyodu ve bu yalnızlık bu günlük umrumda değildi.Çünkü kar taneleri çok hızlı düşüyordu.
İkinici Beatles şarkısını dinledikten sonra kendimi oyalayacak bişi aramak için güdülenmeme rağmen camın üstündeki beyaz tabaka içimi gıdıkladı.Hepimiz biliriz o tabakanın bizi araba yolculuklarında nasıl bir ressam olmak için kandırdığını!Biliriz değil mi!
İşte o zaman sözde yalnızlığımı avantaja çevirdim.Oyalanmak için insanlar ve onların uydurma hikayelerine ihtiyacım yoktu!Kimsenin benimle ayakta durmadığı o geniş uzun camlı orta kısmı kendime armağan ettim.Çiçek,kuş,bulutlar,yıldızlar ve daha bir sürü basit şekille bütün otobüse beni ayıplamaları ve uslu durmadığımı farketmeleri için yeterli süreyi verdim.Bana bakamayacak kadar gururluydu onlar.Çünkü kimse otobüs camına parmağıyla resimler çizmezdi.Barış işareti hiç çizmezdi.Bu insanların ciddi,yazısız ve paranoyak kurallar kitabını yere düşermek gibiydi.(ve açıkçası o kitabı hiç önemsemem)Kitaba göre otobüste,tanımadıkların arasında cama resim çizilmezdi.Tüm o ciddiyet ve sıradanlık arasında birkaç aptal çizim görmek somurtmaktan kırışmış yüzlerine ve hesap makinelerine yakışmazdı.Benim çizdiklerim basit bir çocuk resmiydi.Basit!Oysa birilerine göre hayat karma karışık seçimler,değerler ve zorunluluklarla doluydu.Bana bakmaya ve çizdiğim aptal şekillerle gülmeye cesaret edemeyen bütün o insanlar onlarla dalga geçtiğimi düşünüp beni gizli ama uyumlu bir şekilde kınadılar.Aslında arkamı dönmemiş ve hiç biriyle henüz göz göze gelmemiştim ama olanları biliyordum.
İniceğim yere gelmiştim.Kendimi gayet iyi hissediyordum.Benden sonrakiler için bir çizim bırakmıştım cama.Bu gizli bir örgütün şifresi gibiydi.Dışardan bakanlar anlayamazdı.
İnmek için arkamı döndüğümde bir kadın bana bakıp gülüyordu.Bu kurmaca örgüt gerçek olsaydı şifreyi anlayacağını düşündüm.Zaten anlamıştı da.Teşekkürler otobüsteki kadın!Sanırım hala hayatta olanlarımız var.
İndiğimde hala kar yağıyodu.Yokuşu koşarak çıktım.Kendimi mutlu ve hafif hissettim.İçimdeki nezle ve üşengeç ruh eriyip gitmişti.

1 yorum: