29 Nisan 2010 Perşembe

~ha

bu garip alışkanlık

26 Nisan 2010 Pazartesi

~praktica

Ah.
Bir gün aklımdan ve kalbimden geçenleri çözebilsem ne güzel olacak.İnsan büyük konuşmamalı çünkü tam da o büyük konuşmalar gelip beklemediği anlarda çelme takıyor insana.Bu tanrının bir çeşit eğlencesi olmalı.Ama ne yalan söyleyim ben de aynısı yapardım.
Mesela bugünlerde hava çok güzel ve öss e hazırlanmamak için ruhumu satmaya hazırım.Yok yok fena değil aslında,ama küçük bir zaman dondurucusuna hayır demezdim.Kabul edin:basit,işlevsel,eğlenceli.
Bir sürü siyah beyaz fotoğraf bastırmak istiyorum ama hiç param yok.Acaba odamdan kaldırdığım saçma bibloları birileri almak ister mi.Zaten annemin bu eşya hevesi sayesinde birilerinin evi gizli gizli boşaltması şart.
Ayrıca bahçeye japon ağaçları aldık.Saatlerce bahçede durup izlemek istiyor insan.
Bazen saat tik tak larını merdivenlerden çıkan yabancı biri sanıyorum ve geceleri korkuyorum.Bu yüzden yorganımı başıma kadar çekip ve ona sımsıkı sarılarak uyuyorum.
Tüm bunlar zihnimi meşgul etmemek için.Zaten kızılderililer aklın doluyken yorulmak iyidir demişler.Benimde daha çok yorulmam gerek. Daha çok,daha çok.Belki böylece dudaklarımdan son dileğim yani gerçek dileğim usulca kaçar,hani susuzluktan ölüyormuşum da son hecelerimi su istemek için biriktiriyormuşum gibi.

21 Nisan 2010 Çarşamba

~satya

Bugün bir ağaç yol kenarında o kadar güzel açmıştı ki,kendimi tutamadım,gittim öptüm.
-----
Şiir yazmak istiyorum.
Hem insanın kokusu hiç değişmiyor.

15 Nisan 2010 Perşembe

~space maker

buriskialmalımıalmamalımı

7 Nisan 2010 Çarşamba

~greenhornes

...when you hear the chiling sound
of a midnight train to another town
and desperately you want a ride...

6 Nisan 2010 Salı

5 Nisan 2010 Pazartesi

~tüy kalem

Çok sıkılıyorum.
Sanki yapıcak bir işim yokmuş gibi.
Kendime oyalanacak yeni şeyler yaratmak istitiyorum sanki.Bazen kendi davranışlarıma ben bile anlam veremiyorum.Neyi niçin yaptığımın ayrımı iyice koybolmuş durumda.Bazen bazı şeyleri,sırf yapmış olmak için yapıyorum hatta,ki bunları insanlara yansıtmak ve onlardan anlayış beklemek pek de gerçekçi olmaz.Ben olsam anlayış gösterirdim tabi ama bireyselliğin seçiçi tavrına karşı boynumuz kıldan ince.
Mesela şu an bu yazı.Neden yazıyorum bilmiyorum aslında söylemek için deli olduğum hiç bir şey yok.Ama ne garip ki her ÖSS'e çalışan kişinin karşısına gelen paragraf sorusunda Sait Faik'in dediği gibi yazmasam deliricektim.
Bir ara gelin de çay içelim,annem yeni benekli fincanlar aldı.