1 Temmuz 2011 Cuma

~anadüşünce ve diğer düşünceler

Bugün uyanınca kitaplığımda anasınıfından kalma bir boyama kitabı buldum noelle ilgili. Ben amerikan elçiliğine bağlı bir anaokuluna gidiyordum ve bu boyama kitabını noelde hepimize hediye etmişlerdi. Bu zamana kadar saklamam bundandır diye düşündüm. Hediye heyecanı nedenli bir saklama operasyonu gibi.

Sonra baktım sayfalarına çoğu boştu ama bazılarının içini boyamışım. Resimlere bakıp hatırlayınca aklıma geldi neden sakladığım.

Küçükken bir huyum vardı aslında hala biraz kırıntıları kalmıştır içimde. Güzel şeyleri kullanmaya kıyamazdım daha olgunlaştığım, büyüyünce daha güzel kullanabileceğimi düşündüğüm şeyleri hep daha sonrası için saklardım.

Boyama kitabına baktığımda içini boş bıraktığım resimlerin en sevdiğim resimler olduğunu söylememe gerek yoktur heralde. Tabii daha sonra boyamak için saklanmış en çok sevdiklerim. Fakat şimdi boyasam beni eskisi kadar mutlu etmez. Yani en çok boyamak istediklerimi boyayamadan öyle bir yerlerde unutmuşum o kitabı çocuk aklımla.

Şimdi bu yazının anadüşüncesi bunun gibi huylarım yüzünden geçmişimin pişmanlıkla geçmesi değil-katiyen değil. Oraya bağlamak gibi bir niyetim yok. Hepimizin pişmanlıkları elbetteki vardır. Eğer sizinki birazcık fazlaysa üzülmeyin Oasis ne demiş-your destiny will keep you warm...

Demek istediğim şu ki, bazı şeyler bazı zamanda yapıldığı zaman değerli oluyor. Çok geç kalınmış bir özür, aylar sonra dilense mesela yine de aynı tadı vermeyecektir. Sonsuz olasılıklarla dolu dipsiz bir evrende geç kalınmaktan söz etmek elbetteki mantıklı bir suçlama değil. Fakat günü geçirmemek lazım. Bir kavgasevginefretöfkehoşgörümerhamet cümlesi daha sonra aynı kılığa giremiyor.

Sonra 20 yaşında bir sabah kalkıp boş boyama kitaplarınıza bakmayın diye söylüyorum.