26 Ekim 2009 Pazartesi

~bay yelkovanın yeni maceraları

Blog saatim neden bozuk.
Hem düzeltmenin bir yolunu bulamıyorum.
Bay Yelkovan dalga geçmenin yolunu buldu yine.
İlahi,siz yok musunuz siz...

(kalp)

Hiç birine gün geçtikçe daha çok ve daha çok hayran oldunuz mu.
yaşasınYaseminMori.

24 Ekim 2009 Cumartesi

~angoranın öfkeli çatıcıkları

Angoranın tüm bu öfkeli rüzgar sesi benim suçum.Sanırım 'doğa ana' olma yolunda hızla ilerliyorum.
---
Bütün gün hangi şarkının size daha iyi gideceğini,durumunuza uyacağını,sihirli nota tozlarının o gün için saçlarındaki hangi kafatası özü ve duygu baloncuğuyla uyuşacağınızı ararsınız ya,ben az önce bugün için o şarkıyı buldum.
Patti Smithe sonsuz sevgiler.
Ama hangi şarkı olduğunu yazmak tehlikeli.Beni bir anda çözüverin istemiyorum.

23 Ekim 2009 Cuma

~okulsuz günler tehlikelidir

O Zen kitabını okurken, ''olayların ve yaşantıların birbirini tekrarlaması''yle ilgili bir bölüm vardı.Çok iyi hatırlıyorum.
İnsan sinirli ve huzursuzken hiç uyanmamalı.

21 Ekim 2009 Çarşamba

~yazılarıma başlık bulmanın yeni bir yolunu bulmalıyım

Okula gitmediğim şu günlerde aslında çok da bişi yapmıyorum.
Aslında sadece kareli battaniyeme sarılıp uyumayı diliyorum.İnsan yorgunken nasıl uyuyamaz.Yorgunluktan uyuyamamak diye bir şey var biliyor musunuz?
Başım sürekli ağrıdığı ve dödüğü için, duyu ve algılarımda sancılardan sıyrılıp ancak daha sonra hedefe kitlenebildiği için beynimi yavaşlıyor hissediyorum.
Işık tanecikleri,algı ipçiklerimi aydınlata kadar,eşya parçacıkları kendi renklerini kırmızı noktaların arasında belirginleştirip,baş ağrımdan kurtulmaya ve görme sinirlerime ulaşmaya,kendini belli etmeye çalışıyor.Bu görsel yolculuk çok yavaş.Bu nedenle adımlarını teker teker sayabiliyorum.
Oysa her zaman gördüklerimden ya da her zaman bedenimin yaptığı şeylerden hiç de farklı bir şey değil bu.
Yani aslında bir şeyleri görememek değil garip olan.Bir şeyler görmek.Mucizevi bir süreç bu.
Hatta beynime kodladığım seslerin,gördüğüm harflere dönüşmesi,ve harflerin sözcüklere,cümlelere dönüşerek anlamlanması,bütünleşmesi ve beni düşündürmesi, yani okumak eylemi tamamen mucizevi.Onlar yalnızca küçük insan icadı harfler.
Bilmediğim ne çok şey var.
Bunu farketmek için başımın dönmesi gerekiyor sanırım.

18 Ekim 2009 Pazar

~bum

Daha önce bir şeyler yazmak zor gelmezdi.İlk defa izlendiğim kaygısına kapılıyorum.
Aslında büyük bir değişim içindeyim.Çoğu zaman nefes alamıyorum.Ama bunları bilmeniz gerekmiyor elbette.
Boş sözcüklerin içimi gıdıklması ve tuşların sesi beni bunları yazmaya iten.Tam şu anda sayfayı kapatabilirsiniz.İnanın sizi sıkmak,kafanızı meşgul etmek en son istediğim şey.
Hatta beni tanımayın istiyorum.
Benimle tanıştığınızı unutun istiyorum.

5 Ekim 2009 Pazartesi

~boş vakitli çalkantı

Nihayet gece oldu.
Bu gün hep şikayetçi olduğum koşuşturmacanın arasından sıyrılıp evet geldim.Ve çok boş vaktim vardı.İlk kez beni güneş ışığı çok rahatsız etti.Hemen-hemen-gece olsun istedim.
Aslında yazacak hiç bir şeyim yok.
Kendimi iyi hissetmiyorum diyemem.
Aklımı kurcalayan ne bilmiyorum.
Bazen çok uzak hissediyorum.Gerçekten uzak.Ve gerçekten huzurlu.Ama bu bazen beni daha çok yoruyor.Bazı şeyleri başkaları nasıl yapıyorsa öyle yapmayı denemeliyim gibi geliyor.
Bazen insanların göz bebeklerinden nefret ediyorum.Bazen tüm bu şeye nasıl katlanıyorum bilmiyorum.
Bazen çok sevmek,daha çok sevmek istiyorum.
Ve aklımdan uzaklaştıkça,ruhumun çalkantısı beni emiyor gerçekten.
Sanırım çok kucaklaşmaya ihityacım var.
Ne zaman bu kadar yoruldum bilmiyorum.
Saatlerce oturup hava hakkında yazabilirim.Müzik dinlerken kalp atışlarımın nasıl ona uyduğunu yazabilirim.
Ve işte demek istediğim sadece bu.

3 Ekim 2009 Cumartesi

~bam

Buraya yazamayacağınız şeyler vardır.