20 Şubat 2009 Cuma

~acceleration

Bu aralar zamanın çabuk geçebilme yeteneğine sahip olduğuna daha çok inanmaya başladım.Öyle kumarbaz ki,günün bitmesinin huzur mu yoksa yorgunluk mu getirdiğine karar veremiyorum.
Zihnim tam bi karnaval. Bir filmde hayatlarımızın ve davranışlarımızın ne kadar hassas ve birbiriyle iç içe olduğundan bahsediyodu kırmızı elbiseli kadın.Farkında olmadan kim bilir kaç kişiyi,hangi anı,hangi enerjiyi,boyutu,iletişimi etkiliyoruz?(Ve kaçınılmaz olarak etkileniyoruz tabii).Başımıza gelen şeyler yüzünden tepkisel davranışlarımızın esiri oluyoruz!Bu ruhun kendi özel savunma mekanizması oluşturmasının yeni yolu.Böylece ortada ben kalmıyorum!Öyle değil mi?Deneyimler ve anıların beni dolaylı yönden yönetiyor olması ne korkunç!Bir gün diğerinden ne kadar bağımsız olabilir?Yarın nasıl davranacağıma bugünden karar verebilmek iyi bir şey olmamalı!Olay unutma kabiliyetimizi pohpohlamak değil.Unutmak kendiliğinden olmalı.Her deneyim tabi ki farklı bir yolculuk, ama öğrendiklerimin beni değiştirmesini istemiyorum.Evet, ben her şeyi deneyimlemek ama hiç bir şey öğrenmemek istiyorum.
Şu an alabileceğim bir kararın önümüzdeki 67 yılı bile etkileyebilicek olması dehşete düşürücü.Bu karar alma fiilini kim icat etti bilmiyorum.Karar almanın özgürlükle ilgisi olduğunu söylüyor televizyon.Oysa mesela elma yemeye karar verince armut yeme özgürlüğünü kaybediyorum.Kim nasıl her şeyi bu hale getirebildi anlamıyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder