6 Nisan 2009 Pazartesi

~sürüklenmeyi hiç bilmiyorsun anne!

Annem sürekli bana ne kadar rahat olduğumdan ve sözde zorunluluklarım aptal üçgenlerle 2 bilinmeyenli denklem sorularını çalışmadığımdan yakınıyor hep.Oysa ben kendimi rahat olarak görmüyorum.Demek istediğim,ben henüz bunun üstüne düşünmeyi bile istemiyorum.Bu rahatlık değil bana göre, henüz vaktin erken olduğunun hissi-güdüsü!Bimiyorum.Daha önce hiç bu yaşa gelmemiştim.Bu tek yaşamın bize verilen en büyük armağan olduğunu söylüyor tüm kutsal kitaplar,oysa bence daha çok hayat hakkımız olmaması haksızlık!Tüm evreni sürekli eskimekte olan bir beden ve yarım yamalak haftasonu tatilleriyle nasıl bir seferde deneyimler insan!Tamamen saçmalık!Tanrı varsa umarım bu isteğimi duyuyordur!
Planlar...İnanın bana bir planım falan yok.Hatta tüm kan emici matematik öğretmenlerinin,sıkıcı ebeveyn konuşmalarının ve cızırtılı mutfak radyosunun tüm sözlerine rağmen bundan rahatsız değilim!İnsan gibi dinamik,kumarbaz ve sürekli değişimin toz bulutu içersinde ufalanan bir canlıyı planların içine sokup onu bunun gerekliliğine inandırmak,ancak yine insan gibi uyuşuk ve hep kolaya kaçan bir canlının icadı olabilir.Başımıza ne gelmesinden korkuyoruz?Sürüklenebilmenin neresi kötü?
Bana kalırsa tek bir plana sıkıştırılmış basit hayatlarımız tek bir yola konsantre olmuş,tüm enerjisini bir noktaya kilitlemiş kör bir adamın zihninde hapsolmuştur.Bu yoğum konsantrasyonda insan hayatın ona getirdiklerini ve önüne sunduğu fırsatları nasıl görebilir!Sürüklenmek buysa,tavşan uykusundaki suni hayatlarımızdan daha iyidir diye düşünüyorum.
Ciddi planlara kimin ihtiyacı var evren bize hep daha yenisini sunarken?İnsan 29 sene sonrasının kararını şimdiden planlamaya nasıl hevesli olur?
Temiz havadan neden korkuyoruz?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder