14 Nisan 2009 Salı

~güneş çarpması

Saçlarımdan çilek kokusu gelince mutlu oluyorum.Hepsi o küçük şişenin işi.Yakalandınız bayım.Burada nelerin döndüğünü bilmediğimi sanmayın.
Evet az önce koku şişesiyle konuştum.Bazen eşyalarla konuşuyorum.Örneğin buz dolabıyla.(''Neden benden vişne suyu kutusunu saklıyosun?'')Eşyalarla konuşmak kendinizle konuşmak gibi.Saldırganlıktan uzak.Çünkü varmaya çalışabileceğiniz bir nokta yok.Olduğu gibi işte.
Kendimi uzun süreden beri ilk kez bu kadar iyi hissediyorum.Bütün gün çimlere uzanıp Supergrass dinlemek istiyorum.Hem güneş eskisi kadar çekingen değil.O da bizim gibi büyüdü!
O kadar uykum var ki,şu anda bu satırları yazarken zihnimdeki her küçük iplikçik darma dağınık ve kimliksiz bir kedi tarafından hep başka yerlere çekiştiriliyor.O yüzden bazen belli bir noktaya bakıp dalıyorum.Sonra güneşe bakıp gülüyorum.
Nihayet yaz geldi.Artık gidebilirim.Buna inanmaya ihtiyacım var.Yine de her şey bir anda değişebilir.
Evet evet doğru,benimle söyleyin:Her şey değişebilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder