26 Nisan 2010 Pazartesi

~praktica

Ah.
Bir gün aklımdan ve kalbimden geçenleri çözebilsem ne güzel olacak.İnsan büyük konuşmamalı çünkü tam da o büyük konuşmalar gelip beklemediği anlarda çelme takıyor insana.Bu tanrının bir çeşit eğlencesi olmalı.Ama ne yalan söyleyim ben de aynısı yapardım.
Mesela bugünlerde hava çok güzel ve öss e hazırlanmamak için ruhumu satmaya hazırım.Yok yok fena değil aslında,ama küçük bir zaman dondurucusuna hayır demezdim.Kabul edin:basit,işlevsel,eğlenceli.
Bir sürü siyah beyaz fotoğraf bastırmak istiyorum ama hiç param yok.Acaba odamdan kaldırdığım saçma bibloları birileri almak ister mi.Zaten annemin bu eşya hevesi sayesinde birilerinin evi gizli gizli boşaltması şart.
Ayrıca bahçeye japon ağaçları aldık.Saatlerce bahçede durup izlemek istiyor insan.
Bazen saat tik tak larını merdivenlerden çıkan yabancı biri sanıyorum ve geceleri korkuyorum.Bu yüzden yorganımı başıma kadar çekip ve ona sımsıkı sarılarak uyuyorum.
Tüm bunlar zihnimi meşgul etmemek için.Zaten kızılderililer aklın doluyken yorulmak iyidir demişler.Benimde daha çok yorulmam gerek. Daha çok,daha çok.Belki böylece dudaklarımdan son dileğim yani gerçek dileğim usulca kaçar,hani susuzluktan ölüyormuşum da son hecelerimi su istemek için biriktiriyormuşum gibi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder