9 Ocak 2010 Cumartesi

~dadaist cam küre

Formlarımı dolduruyorum.Küçük ve büyük harflaerine dikkat ederek.Her şeyi adamlar nasıl belirtmişse öyle yapıyorum.Tabi sonradan başım ağrımasın diye.
Baş ağrısı tanrının en güçlü silahı sanırım.Aslında tanrının garip icatları var.Tek tek renkleri nasıl bulmuş bilmiyorum-hatta eminim hayatı boyunca hiç boyama yapmamıştır-
hah.
İçimdekileri tam olarak takip edebilsem.Ne kadar hızlı konuşuyorum.Oysa öyle yorgunum ki.Boydan boya laciverte boyalı bir odada yatmak ne güzel olurdu.Sonra uyanıp kahve içerdik birlikte.Küçük kuşlara.Ki çay da fena fikir değil.
Birbirinden bağımsız kelimelere ve aslında birlikte yaptıkları sihirli görünmez ağa her geçen gün daha çok hayran oluyorum.
Kelimeler yetse söyleyeceklerime bir gün ara verirdim.Oysa ara verme Zeynep,kalemlerin bile daha soğumadı.Aslında her şeyin,hepsinin içinde biraz da ben varım.
Ben bulaşıyorum.
Tüm evrene.
Her gün yavaş yavaş.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder