5 Aralık 2009 Cumartesi

~örgülü saçların düğümü

Eski yazılarımı okuyorum bu ara.Neden bilmiyorum.Zamanda ilerlediğime kendimi inandırmak,günlerin üzerinden kırmızı ayakkabılarımla geçtiğimi hissetmekten hoşlanıyorum sanırım.Ki biliyorsunuz,aslında değişmeyen değişim mutlak kaldığından,hiç birimiz gerçekte gerçek adımlar atamıyoruz.
Ve sanırım tam da bu yüzden.Sanki 2 sene önce kafamı meşgul eden şeyler yine kafamda.Olaylar,kişiler,yerler,zamanlar değişse de.
Ve ben 17 yaşında birinin mantıksal bakış açısına sıkışmaya mahküm edilen,hala saçlarının iki yanını da ören,büyümeyen ama olgunlaşan bir çocuğum.
Çocuğum evet.Toplarımla oynuyorum.
Bütün bunlar çok fazla gibi.Ama senelerce sonra bile asla azalmayacak ki.The Hours'da Nicole Kidman ne diyordu,yaşamdan kaçarak huzur bulamazsın.Zaten bu kendini öldürme işi benim için fazla kolaya kaçmak gibi geliyor.
Hem zaten bir sorunum yok.Var mı?
Sorun ne?Sorun ne?Sorun ne?Sorun ne?Sorun ne?Sorun ne?Sorun ne?Sorun ne?Sorun ne?
Bir çocuk bilmecesi tüm bunlar.
Vesaire vesaire...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder