6 Aralık 2010 Pazartesi

~hız treni

Şimdi zaman çok çabuk geçiyor diyeceğim,bu kadar boşlamak için bahane olmayacak.Yani sevgilinizi bir ay boyunca aramayı unuttuğunuzu düşünün,sonra çıkıp 'e zaman çok çabuk geçiyor..' demek gerçek bir çözüm yolu ya da özür olmaz değil mi.
Olmaaz.
Bazen hayatınızı belirli kişiler ve olaylar üzerine kurarsınız.Bu garip cesaret nerden geliyor bilmiyorum. Gerçi eminim böyle gözü kara bir şey de sevginin,aşkın,tutukunun payı vardır...Ama hiçbir şeyin değişmeyeceğini umarak-daha doğrusu emin olarak-böyle bir hamle yapmayı göze almak delilik tabii.Bi de şöyle bir gerçek var ki,hiçbirimiz gerçekte zamanın nasıl geçeceğini bilmiyoruz.E ondan böyle küçük oyunlarla oyanlanmak akıl sağlının akıbetini sağlıyor olabilir. Bunların gerçek olduğu ayrımına varmadan tabi.
Şimdi bana yine saçmalıyor diyebilirsiniz ama dostlarım,bu sefer ne dediğimi biliyorum.En azından ne söylemek istediğimi biliyorum diyelim.(Şu bilmek ne ağır bir kelime değil mi!)
Küçükken Disneyland'de babam Space Mountain diye bir şeye binmek için çok heveslenmişti. Ama ben daha küçüktüm,ve karanlıkta bilmem kaç km hızla giden bir trene binmem annemin gözünde babamı şımarık ve deli yapmıştı.Sonra trenden indiğimizi hatırlıyorum.Ben sapasağlamdım ve ellerimi birbirine vuruyordum.Babam da yemyeşil suratını çimlere gömüp kusmaya başlamıştı.Ve son.
Şimdi ne alaka demeyin.Çok alakası var.
Böyle şeyleri hep yaşamıyor muyuz.Bize iyi geleceğini düşündüğümüz şeyler,bazen bizi diplere sürükleyebiliyor. Ya da tam tersi...
Ya da insanlara bakın.Bir gün çok sevdiğiniz,bir gün en çok şikayet ettiğiniz olabiliyor.Ya da tam tersi..
Peki neden buna katlanıyor insan.
eveeeet,güzel soru.
  1. çünkü zaman geçirmenin başka bir yolu yok ki-eğlence parkında hız trenine binmeyip ne yapacaksın.
  2. haa,bir de adı üzerinde hız treni.heyecanlı,karanlık,binmeyi arzuladğın bir şey.
öyle işte.öpücükler.

1 yorum:

  1. bence babanın kusması çok iyi bir örnek olmuş. Bu arada ben döndüm. burdayım

    YanıtlaSil